Duygular ve Bozuk Telefon
Değerli meraklı arkadaşım;
Çok ilginç şeyler oluyor Dünya'da.Bir an bir şey için sevinirken bir dakika sonra sinirlenip üzülebiliyoruz.Yaptığımız hesaplar içinde bulunduğumuz duruma uyum sağlamamayı tercih edebiliyor.İyi veya kötü,hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Reaksiyon gösterdiğimiz olayların büyük bir kısmı düzelmesi bize bağlı olmayan olaylar oluyor. Olmuş olan bir şeyin ardından sürekli düşünmek ne kadar da yıpratıcı değil mi?Olmuş ve bitmiş artık zamanda yolculuk yaparak onun gidişatını değiştiremeyiz.Ya da belki de yapabiliriz ama henüz bunun bilgisine sahip değiliz.Ben her zaman optimistik olmayı tercih ediyorum bu tür konularda.Ayrıca her şeyin bir nedeni olduğuna da inanırım.Her şey birbiriyle bağlantılıdır ve tamamlayıcı görev alır.Kaosun devamlı olması da bir düzendir.Bir şeyin sürekli düzensiz olması onun düzenidir.Bilmiyorum, demek istediğimi umarım aktarabilmişimdir.Az önce yere düşüp ekranı bozulan telefonuma üzüldüm ve sinirlendim.Sinirimin geçmesi 1 saat kadar sürdü.Demem o ki çok basit olayların oluş sebebini ve bize öğreteceklerini pek kestiremiyoruz.Şimdi de oturmuş bunu yazıyorum, bir yandan da müzik dinliyorum.Çünkü uzun zamandır bir şeyler yazmamıştım.Bunun için bir fırsat doğmuş oldu.Ayrıca sinirimi ve üzüntümü farkettim.Kontrol etmekte oldukça başarısızdım.En azından farkındayım.Bu duyguları hissederken beynimin hangi bölgesinin aktifleştiğini,sinir sistemime nasıl bir etkide bulunduğunu ve fizik bedenime bunun nasıl yansıdığını oturup izledim.Otururken birden bire ''Kalbim atıyor'' ''Nefes alıyorum'' veya ''İnanamıyorum ellerim var '' farkındalığının gelmesi gibi düşünebiliriz.Organlar fantastik varlıklar bence,içimizde devamlı işleyen ve bilinci olan aletler gibiler.Bazen organlarımız bizim bir parçamız mı yoksa biz mi onların bir parçasıyız emin olamıyorum.Sahip olduğumuz için onları farkedemiyoruz.Sürekli bizimleler ama kimse durup da gözlerim var ve görebiliyorum,bu çok ilginç demiyor.Bu da üzerine düşünülmesi gereken ayrı bir konu.Farkında olmanın dışında sinirimi,üzüntümü ve mutluluğumu severim.Stabil olmadığımı,bir şeyler hissedebildiğimi hatırlarım böylelikle.Bazen hoş olmuyor.Sinirlenince sanki ölümsüzmüşüm de bu sorun dünyanın en kötü şeyiymiş gibi hissederim.Halbuki öyle olmadığı, sevilmek için tuhaf hareketler yapan kediler kadar belirgin ve ortadadır.Duygular düşünmeyi engelleyip ardından düşünmeye teşvik eden tuhaf şeyler.(Uygun bir tanım kelimesi bulamadım.) Gördüğünüz gibi yere düşen bir telefondan nerelere geldik.Halbuki lanetler saçıp,somurtup saatlerce evde oturadabilirdim.Ama zamanımız böyle harcamak için fazla değerli.Bu yüzden önce bu duyguları yaşayıp sonra gereksiz olduğuna karar verdim.Ölümsüz olmadığımı bana hatırlattığı için telefonuma ve bozuk ekranına teşekkür ediyorum.Size de güzel enerjiler yolluyorum.
Sevgilerle.
Helin.
Çok ilginç şeyler oluyor Dünya'da.Bir an bir şey için sevinirken bir dakika sonra sinirlenip üzülebiliyoruz.Yaptığımız hesaplar içinde bulunduğumuz duruma uyum sağlamamayı tercih edebiliyor.İyi veya kötü,hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Reaksiyon gösterdiğimiz olayların büyük bir kısmı düzelmesi bize bağlı olmayan olaylar oluyor. Olmuş olan bir şeyin ardından sürekli düşünmek ne kadar da yıpratıcı değil mi?Olmuş ve bitmiş artık zamanda yolculuk yaparak onun gidişatını değiştiremeyiz.Ya da belki de yapabiliriz ama henüz bunun bilgisine sahip değiliz.Ben her zaman optimistik olmayı tercih ediyorum bu tür konularda.Ayrıca her şeyin bir nedeni olduğuna da inanırım.Her şey birbiriyle bağlantılıdır ve tamamlayıcı görev alır.Kaosun devamlı olması da bir düzendir.Bir şeyin sürekli düzensiz olması onun düzenidir.Bilmiyorum, demek istediğimi umarım aktarabilmişimdir.Az önce yere düşüp ekranı bozulan telefonuma üzüldüm ve sinirlendim.Sinirimin geçmesi 1 saat kadar sürdü.Demem o ki çok basit olayların oluş sebebini ve bize öğreteceklerini pek kestiremiyoruz.Şimdi de oturmuş bunu yazıyorum, bir yandan da müzik dinliyorum.Çünkü uzun zamandır bir şeyler yazmamıştım.Bunun için bir fırsat doğmuş oldu.Ayrıca sinirimi ve üzüntümü farkettim.Kontrol etmekte oldukça başarısızdım.En azından farkındayım.Bu duyguları hissederken beynimin hangi bölgesinin aktifleştiğini,sinir sistemime nasıl bir etkide bulunduğunu ve fizik bedenime bunun nasıl yansıdığını oturup izledim.Otururken birden bire ''Kalbim atıyor'' ''Nefes alıyorum'' veya ''İnanamıyorum ellerim var '' farkındalığının gelmesi gibi düşünebiliriz.Organlar fantastik varlıklar bence,içimizde devamlı işleyen ve bilinci olan aletler gibiler.Bazen organlarımız bizim bir parçamız mı yoksa biz mi onların bir parçasıyız emin olamıyorum.Sahip olduğumuz için onları farkedemiyoruz.Sürekli bizimleler ama kimse durup da gözlerim var ve görebiliyorum,bu çok ilginç demiyor.Bu da üzerine düşünülmesi gereken ayrı bir konu.Farkında olmanın dışında sinirimi,üzüntümü ve mutluluğumu severim.Stabil olmadığımı,bir şeyler hissedebildiğimi hatırlarım böylelikle.Bazen hoş olmuyor.Sinirlenince sanki ölümsüzmüşüm de bu sorun dünyanın en kötü şeyiymiş gibi hissederim.Halbuki öyle olmadığı, sevilmek için tuhaf hareketler yapan kediler kadar belirgin ve ortadadır.Duygular düşünmeyi engelleyip ardından düşünmeye teşvik eden tuhaf şeyler.(Uygun bir tanım kelimesi bulamadım.) Gördüğünüz gibi yere düşen bir telefondan nerelere geldik.Halbuki lanetler saçıp,somurtup saatlerce evde oturadabilirdim.Ama zamanımız böyle harcamak için fazla değerli.Bu yüzden önce bu duyguları yaşayıp sonra gereksiz olduğuna karar verdim.Ölümsüz olmadığımı bana hatırlattığı için telefonuma ve bozuk ekranına teşekkür ediyorum.Size de güzel enerjiler yolluyorum.
Sevgilerle.
Helin.
Yorumlar
Yorum Gönder